Freud, 6 Mayıs 1856 yılında Moravian’ da doğdu. Paris’te Charcot ile birlikte çalışmaya başladı. Breuer ile birlikte ‘Histeri üzerine çalışmalar ‘adlı eseri yayınladılar. Bilimsel yönelimli ilk çağdaş psikoterapinin kurucusu Freud olmuştur. ‘Rüyaların Yorumu’ (the Interpretation of Dreams) adlı ilk eseriyle psikanalizin temellerini atmıştır. Freud düşüncelerini oluştururken Darwin’ in evrim teorisinden etkilenmiştir. Psikanaliz, ruhsal sorunların kaynağını, hastaların bastırdıkları ve bilinçaltına ittikleri sorunlarda aramak gerektiğini savunur. Nevrotik birey kendisine acı veren şeylerin çatışmasının bilinçdışında olduğu için bilemiyordu. İnsanın bastırdığı cinsel dürtülerin çatışmalara yol açtığını vurgulamıştır. Bilinçdışı cinsel dürtüler ve bunların engellenmesi bireyde çatışma yaratarak hastalıklara neden oluyordu. 1889 ve 1898 yılları arasında hipnoz, anksiyete ve obsesyonlar üzerine yoğunlaştı. Freud gibi Jung’ da hastalarının rüyalarını inceleyip yorumlamaya çalışıyordu. Fakat Freud’ la fikirlerinin uyuşmaması üzerine yanından ayrıldı. Freud’un ödipal kompleks sürecini reddeden Jung, çocuğun anneye olan düşkünlüğünü, annenin çocuğun ihtiyaçlarını karşılaması açısından açıklıyordu. Nazilerin Viyana’ ya girmesiyle kızını da alarak, İngiltere’ye gitti. Kişiliğin id, ego ve süperego olarak üç yapıdan oluştuğunu savundu. İd, kişiliğin en ilkel bölümüdür (saldırganlık, cinsellik). Süperego kişiliğin toplumsal yanını ifade eder. Ego ise ikisi arasındaki dengeyi kurmaya çalışır. İnsanın 5 psikoseksüel aşamadan geçtiğini söylemiştir. Psikoanalizde hasta divana uzanır ve her şeyi, hoş olmayan şeyleri de anlatır. Serbest çağrışım, rüya analizleri gibi bilinçaltına inmeyi amaçlayan teknikler kullanılır.
Victor Frankl, 1905 yılında Viyana’ da doğdu. Naziler tarafından tutuklanarak 3 yıl ölüm kamplarında yaşamak zorunda kaldı. Burada insanları gözlemleme fırsatı bularak, insanın yaşamında anlamın ne kadar önemli olduğunu anladı. En güç durumlarda bile insanın bir amacı olursa ya da hayatın anlamına sahip olursa, işte o zaman insan, her duruma göğüs gerebilirdi. Buradan çıktıktan sonra Logoterapi adlı ekolünü kurdu. Anlam merkezli terapiye odaklanan Frankl, Freud’un insanın en temel duygusunun zevk ya da haz almak fikrine karşı çıktı. İnsanın varlıklar arasında en değerli varlık olduğunu ve bunu da ancak değerli amaçlar ve anlam peşinde koşmasıyla olacağını savundu. Diğer terapistlerin aksine dini de ele almış ve onu bilinçdışına iten ekollere özellikle Freud’ a karşı gelmiştir. Adler’in güçlülük isteğinin en hakim dürtü olduğuna da karşı çıkmıştır. Frankl’a göre her insana tanrı tarafından bir anlam verilir ve bunu herkesin kendisinin keşfetmesi gerekir. İnsanın insan olabilmesi için sorumluluklarının farkına varmasını vurgular. İnsan tercihleri seçme konusunda özgürdür. Hayatında olayları iyi ya da kötü olarak kendi şekillendirir. İnsanın anlamı gerçekleştirebilmesi için anlam istemi, istek özgürlüğü ve yaşamın anlamı gibi kavramları ele almıştır. Frankl, insanın kendini gerçekleştirebilmesi için yaşamın anlamını bulmak için kendinden üstün olan bir varlığa karşı yönelmesini ‘Aşkınlık’ (transcedence) olarak açıklamıştır. Logoterapide psikanaliz gibi geçmişe değinmek yoktur. Logoterapi şimdiye ve geleceğe odaklanır. Logoterapiye ait teknikler şunlardır. Düşünce odağını değiştirme tekniğinde (dereflection) hastanın aşırı düşünce ve aşırı niyetini azaltmak gereklidir. Bireyin odaklandığı problemin dışında başka bir şey düşünmesi istenir. Genellikle cinsel takıntılarda ya da cinsel bozukluklarda kullanılır. Çelişik niyet tekniğinde (paradoxical intention) hastanın korktuğu şeyin ya da problemin tam tersini düşünmesi istenir. Burada problemin sürekli ters durum düşünülerek problemin üstüne gidilmesi sağlanır. Hastada kendiliğinden bırakır korku ve takıntılarını. Mesela fobilerde, obsesif-kompulsif durumlarda daha çok kullanılır. Logoterapide terapist hastanın hayattaki anlam arayışını bulmasına yol gösterir.
Rererans:
PhD, LP, Farra, S,H. From Freud To Frankl: Psychiatry Becomes Human
Makaleyi özetleyen: Tuğçe Çekiç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder