Lilypie Trying to Conceive Event tickers

30 Kasım 2010 Salı

Makale Özeti: On Broadening the Cognitive, Motivational and Socio-structural Scope of Theorizing about Gender Development and Functioning

Cinsiyet gelişimi üzerine yazdıkları makalelerinde C.L. Martin, D.N. Ruble ve J. Szkrybalo, kendi cinsiyet gelişimi kuramlarını, sosyal davranışçı kuramın açıklamalarıyla karşılaştırmışlardır. Yapılan bu yorumlamanın amacı ise, sözü geçen yayında sosyal-davranışçı kuramın yanlış ifade edildiği kısımları düzeltmek aynı zamanda Martin ve çalışma arkadaşlarının, cinsiyet kalıbını cinsiyet gelişiminin başlıca tetikleyicisi olarak gösterdikleri çalışmayı analiz etmektir.
Cinsiyet gelişiminin ve psikolojik işlevselliğinin, sosyal bilişsel kuramdaki yerini açıklayan bir makalemiz Psychological Rewiev da yayınlanmıştır. (Bussey & Bandura, 1999) Bu kuram cinsiyet gelişimini kavramsallaştırırken aynı zamanda cinsiyet gelişiminin bilişsel sosyo-kültürel, biyolojik etkenler gibi bileşenlerden etkilenerek işlevsellik kazandığını ifade eder.
Ayrıca bu fikre göre cinsiyet yapılanması yalnızca aile ve arkadaş grubu ile değil, sosyal çoklu çevre etkileşimleriyle de ilgilidir. Bu açıdan cinsiyet gelişimi ve işlevselliği geniş bir sosyal ağın - ki bu ağ, aile, arkadaşlar, medya, sosyo-kültürel çevre ve mesleki ortam gibi birçok bileşeni içerir- ortak ürünüdür.
Bu kuramın başka bir yorumu da cinsiyet gelişimi üzerine çalışmaların yaşam boyu gelişimi içermesi gerektiğidir. Çünkü cinsiyet gelişimi aynı zamanda, benlik kuramının kazanılmasıyla da doğrudan ilişkilidir. Burada temel mesele, cinsiyet ayrışımını açıklamak değil, cinsiyetin bütünlükçü olarak ele alınıp kapsamlı bir şekilde öneminin vurgulanmasıdır.
Bilişsel davranışçı kuramcılar, cinsiyet-benlik gelişimi ölçümlerinin yeterli bilişsel davranışçı test kaynakları sağlamaktan uzak olduğunu ifade etmişlerdir. Kuram kabul edilebilir olmasına rağmen ölçümler başarısız olmuştur. Bununla beraber, sistemli geliştirmeler, cinsiyet gelişiminin birincil belirleyeni olarak cinsiyet-benlik gelişimini göstermektedirler.
Martin ve çalışma arkadaşları, ilkel kimlik/etiketleme olarak adlandırdıkları bulguların erken cinsiyet gelişimini etkilediğini söylemişlerdir. Burada onlar bir kavram yanılgısı ve karışıklık ortaya çıkarmışlardır. Bu anlatının amacı sosyal bilişsel kuram kritiğindeki yanlış anlamalarını düzelterek teoriye yeniden bir yorum getirmektir.
Martin ve arkadaşlarının eleştirilerinin aksine sosyal bilişsel teori uzun zamanlardır bilişsel davranışçıların kaçırdığı bir noktayı rol modellemenin cinsiyet gelişimi üzerindeki etkisini detaylıca açıklar. Davranış öğrenmede aynı cinsiyetten modellerin farklı cinsiyetten modellerden daha etkili oldukları çalışmalarla kanıtlanmıştır.
Bilişsel davranışçılar modellemenin aynı cinsiyet üzerinden olmasının yersiz ve akıldışı olduğunu bildirirken, biz sosyal bilişselciler, çocukların kendini düzenleyebilmesine yardımcı olan kişisel standartları nasıl oluşturduklarını inceliyoruz.
Davranışçı teoriler, insan davranışının ödül veya ceza sonucuna göre şekillendiğini ve davranışın bu değişkenlere bağlı olarak öğrenildiğini ileri sürerler. Sosyal öğrenme kuramında deneyimlenmiş sonuçların etkisi bilgi verici ve motive edici olmaktadır, otomatik bir şekillendirici veya kontrol mekanizması değildir.
Bu konuda temel mesele, bilişsel belirleyicilerin cinsiyet gelişimindeki ve işlevselliğindeki rolü değil, bu bilişsel faktörlerin nasıl işlediği ve kapsamı ile ilgilidir. Martin ve arkadaşları biliş kavramı, cinsiyeti fikir olarak oluşması ve şekillendirmesi olarak tanımlıyor. Sosyal bilişsel kuramda ise biliş çok çeşitli formlara girebilir. Örneğin kişinin kendisi ve çevreyle ilgili algısı biliştir, deneyimleri biliştir, kişisel hedefleri biliştir. Sosyal bilişsel kuram bu çok bileşenli biliş kuramıyla anlamlı bir bütün oluşturmuştur.

Martin, Ruble and Szkrybalo (2002)A.Bandura K.Bussey,Psychological Bulletin, 2004, Vol. 130, No.5, 691-701

Makaleyi İngilizceden tercüme eden ve özetleyen: Sümeyre Tayfur

Hiç yorum yok: