Lilypie Trying to Conceive Event tickers

1 Ocak 2011 Cumartesi

Makale Özeti: EĞİTİM YÖNETİMİNDE GÜDÜLENMENİN DOĞASI VE İNSAN GEREKSİNİMLERİ

Yöneticiler tarafından yetersiz çalışanlar, genellikle güdülenmemiş, hırssız ve çalışmaya isteksiz olmak ile suçlanırlar. Çünkü onlara göre, yetersiz çalışanlar sadece ekonomik zorunluluklar nedeniyle çalışmaktadırlar. Oysa çalışmak, insanlar için bir başka gereksinim olarak kabul edilmektedir. Sosyal psikologlar, sosyal etkinlikler için enerji harcandığını ve bu nedenle çalışıldığını belirtmektedirler. Ayrıca çalışanlar, başkalarıyla sosyal etkileşim sağlamaktadırlar. Bunların bilinmesi, öğrencilerin güdülenmesi ve onların güdü yapısının oluşturulmasında etkili bir rol oynayabilir.
Balcı’ya göre eğitim yönetiminde güdülenme ile ilgili kavramlar şöyle tanımlanabilir: Güdü, öğrencileri davranışa iten güçtür. İçsel ya da dışsal nitelikli olabilir. Güdüler görülemez, ancak güdülenmiş davranış gözlenebilir. İlgi, öğrencilerin hoşlandıkları etkinliklerdir. Gereksinim, öğrencilerin fizyolojik ve psikolojik arzu ya da istekleridir. Güdüleme, öğrencilerin gereksinimlerinden yola çıkarak, onları amaca yöneltme sürecidir.
Gereksinimler kişinin kendi içindeki ödülleri oluşturmakta ve bu gereksinimleri gidermektedirler. İşgörenin örgüt üyesi olarak gereksinimleri, biçimsel ve biçimsel olmayan olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Biçimsel gereksinimler için, yetki-sorumluluk denkliği, komuta birliği, uygun denetim alanı sayılabilir. Biçimsel olmayan gereksinimlerde ise, grup dinamiği kapsamındaki tüm olgular, grup önderliği, grubun desteği ve grupta saygınlık elde etme gibi gereksinimler söz konusu edilebilir.
Güdüleme, diğer insanlara istediğimiz bir şeyi yaptırmaya isteklendirme aracı olmaktadır. Güdülemenin temelini oluşturan gereksinimler, güdüleme kuramcılarının en önemlilerinden birisi olan Abraham Maslow tarafından ilk kez “Gereksinimler Sıradüzeni” adıyla gruplandırılmıştır. Bunlar; kısaca, temel fizyolojik (birincil), sosyal ve psikolojik (ikincil) gereksinimlerdir.
Bu sıradüzenine göre, Fizyolojik Gereksinimler, yaşam gereksinimleridir; hava, su beslenme, cinsellik ihtiyacı gibi. Örgütte ise ücret, yan ödeme, iyi çalışma koşulları olarak tanımlanır. Güvenlik Gereksinimi, tehlikelerden korunma, güvenlik içinde olma ihtiyacıdır. Örgütte ise; iş güvencesi, emin ve sağlıklı iş koşullarına sahip olmak olarak ifade edilir. Bir diğeri Sevme ve Ait Olma Gereksinimidir. Arkadaşlarla ilişkiler kurmak, bir gruba mensup olmak, sosyal etkinliklerde bulunmak gibi. Örgütte ise sigorta ve emeklilik programlarını içerir. Saygınlık (psikolojik) Gereksinimi; başarı, tanınma ve statü sahibi olmak kavramlarına işaret eder. Örgütte ise; görevin adı ve sorumluluğu, yapılan işin beğenilerek övülmesi, yükselme, statüye uygun maaş, itibarlı olanaklar olarak ifade edilir. En sonuncusu, Kendini Gerçekleştirme Gereksinimidir. Kimlik duygusu kazanmayı ve benimsemeyi içerir. Kişinin yaratıcı yeteneklerini kullanabilmesi, demektir. Örgütte ise; Yaratıcılık gerektiren cazip işlerin kişisel gelişime ve yükselme olanaklarını barındırma ihtiyacıdır.
Temel olarak bireylerde doyuma ulaşmamış gereksinimler mevcuttur. Bunların uyarılması işlevini “güdü” gerçekleştirir. Sonrasında davranış oluşur. Gereksinimler karşılandığında ise birey doyuma ulaşmış olur. Güdüleme ve başarıya ulaşmada gerilim derecesi önem taşımaktadır. İşgören yeterli doyuma ulaştığında, gerilimden kurtulmaktadır. Nitekim, örgütü harekete geçirici güçler olan örgütsel faktörler; ödül sistemi, yapılan görevi tanıma, çalışma, gözetmenle iletişim ve geri bildirimdir. İşgörenin güdülenmiş davranışı ve bu davranışın sürdürülmesiyle işgören ödül almışsa ya da hedeflenen sonucu elde etmişse doyuma ulaşır. Güdülenme sonucunda, meydana gelebilecek iş başarımı kapsamında, daha yüksek üretim, daha az devamsızlık, geç gelmeyi azaltma, iş kalitesini geliştirme, işyeri programlarına aktif katılım sağlanabilir.
Genel olarak insanlar gereksinimlerine ve içinde bulundukları çevrenin özelliklerine uygun biçimde davranış göstermektedirler. Aynı güdü, değişik zamanlarda değişik davranışlara neden olabilir. Bunun için yöneticiler güdülemeye sağduyu ile yaklaşarak Maslow'un “Gereksinimler Sıradüzeni”ndeki gereksinimleri karşılayacak biçimde, şu güdüleyici araçlara başvurabilirler;
- daha yüksek gelir,
- sosyal statü ve saygınlık,
- güvenlik,
- ilginç iş,
- ilerleme ve yükselebilme,
- yapılmaya değer işe sahip olma,
- kişiliğe saygılı olma,
- kişisel güç ve yetki sahibi olma,
- hakça dikkatli olma (adaletlilik) ve
- sürekli gözetimde bulunma.
Sonuç olarak okul ortamında çalışan işgörenler olarak bir eğitim ve kültür öncüsü rolündeki öğretmenlerin davranışlarının, öğrencilere ve çevreye yansıyacağı açıktır. Öğretmenlerin işlerini istekle yapmaları ve güdülenmiş olmaları konuyu önemli kılmaktadır. Öğrenme ve tecrübe kazanma düşünsel niteliktedirler. Sevgi görme, aidiyet, güven duyma vb. kavramlar ise duygusal niteliklidirler. Öğrenmenin yeterince güdülenmiş öğretmenlerle, yetişebileceği unutulmamalıdır. Güdülenmiş ve doyuma erişmiş öğretmenler, öğrencilerine örneklik ederek, onların da istekli çalışmalarını sağlayabilirler. Bu anlamda genç kuşakları eğiterek onları geleceğe hazırlayan, onları kafalarıyla, davranışlarıyla biçimlendirerek yönlendiren öğretmenler için, istekle çalışmanın önemi yadsınamaz. Çünkü ülkelerin geleceği vücutça ve kafaca sağlıklı yetişmiş insan gücüne bağlıdır.

Referans:
Balcı, E. (1990). Eğitim yönetiminde güdülenmenin doğası ve insan gereksinimleri. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 5, 271- 279.

Makaleyi özetleyen: Berra Baş

Hiç yorum yok: