Lilypie Trying to Conceive Event tickers

1 Ocak 2011 Cumartesi

Makale Özeti: Varoluşçu Yaklaşımda Psikolojik Danışma ve Gruba Uygulanışı

Varoluşçu yaklaşım 20. yy.da Avrupa’da görülmeye başlanan bir yaklaşımdır. Savaşlar, ekonomik sıkıntılar yaşayan ve gittikçe değerlerini metalar üzerinden şekillendiren Avrupa insanı, bu sıkıntılar arasında ölümle yüzleşme, anlamsızlık, yalnızlık gibi varoluşsal eksiklikleri kendi hayatlarında yüksek ölçüde fark etmişlerdi. Bu makalede de varoluşçu yaklaşımın temel ilkelerine, psikolojik danışmanın varoluşçu yaklaşım açısından nasıl yapılabileceğine, tedavi yaklaşımına ve bu yaklaşımın gruba uygulanışı hakkında bilgiler verilmiştir.
Varoluşçu psikolojinin temelini oluşturan kavram Dasein’dir. Dasein var olmak anlamına gelir ve insan ve içinde bulunduğu zaman ve mekanın yani dünyanın bir bütün olduğunu, insanın varlığının dünyadan ayrı olmadığını ifade eder. Ayrıca diğer üç önemli kavramıysa Umweltth, Mitwelt ve Eingenwelth’dir.Bu kavramlar, sürekli değişme ve bir şey olma durumunda olan insanın dünyadaki var oluşunun, varoluşçu yaklaşım tarafından üçe ayrılan üç kriterini tanımlamaktadır.

Varoluşçu Yaklaşımın Temel İlkeleri

Varoluşçu yaklaşım insanın varoluşunun öz den önce geldiğini söyler ve insanı bir nesne olarak tanımlamaz. Bu yaklaşım insan davranışlarını Freud gibi bazı kavramlar(ego, bilinçaltı, iç güdü, fiziksel enerji) altında açıklamaz.Bunun insan bütünlüğünü bozacağını söyler.İnsan bu evrende seçimlerinden sorumlu olan tek varlıktır.Kişi ölümle yüzleşmelidir.Evrende doğruları ve yanlışları aramanın doğru olmadığını söyler çünkü evrende tek bir doğru ya da tek bir yanlış yoktur.Terapide teknik kullanımlar danışanı objeleştireceğinden, terapi için belirlenmiş teknikler yoktur.Danışma süresi danışanın kendi varoluş bilincine ulaşana kadar olmalıdır.
Varoluşçu Yaklaşımın Gruba Uygulanışı
Varoluşçu yaklaşım insanın doğasının iyi olduğunu savunur. Danışma sürecinde dört temel nokta üzerinde durur (ölüm, özgürlük, yalnızlık, anlamsızlık). Bu vurgularla danışana, hayatının kendisinin yaptığı seçimlerden oluştuğunu ve bunun sorumluluğunun sadece kendisine ait olduğunu anlatabilmek amaçlanır. Grup liderleri terapiyi, yönetmek ve şekillendirmekten çok, kendisi de gruba dahil olarak sürdürür. Terapist kendisine de o anda konuşulanlarda, yorumlamalarda aktif olarak yer verir. Geçmişe takılıp kalınmaz ancak bugünü aydınlatabilmek için geçmişten faydalanılabilir. Kişi varoluşsal sorumluluğunu üstlenebildiğinde, psikolojik rahatsızlıklarında geçeceğine inanılır. Kişilerin kendi davranışlarının başkaları tarafından nasıl şekillendirildiklerini görmeleri de varoluşsal terapinin ilk adımlarındandır. Ayrıca birey, kendi tutum ve tepkilerinin başkaları üzerinde nasıl etki ettiğini de grup vesilesiyle gözlemleyebilmektedir. Sonuç olarak danışan grup içindeki yaşantısıyla, hem kendisinin nasıl etkilendiğini, hem de kendi düşünce ve tutumlarının başkası üzerindeki etkilerinin görmeyi öğrenerek kendi benlik değerlendirmelerinin yeniden şekillendirebilir.

Referans:
Koçak, R. & Gökler R. (2008): Varoluşsal Yaklaşımda Psikolojik Danışma ve Gruba Uygulanışı. Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi 2, 91- 107.

Makaleyi özetleyen: Merve Sarı

Hiç yorum yok: