Lilypie Trying to Conceive Event tickers

1 Ocak 2011 Cumartesi

Makale Özeti: The Rorschach Ink-Blot Test as an Instrument for Evaluating Quality of Life in Breast-Cancer Victims

Kadınlarda meme kanseri ile ilgili tedavi ve yaklaşımlar travmatik olaylar içerisindedir. Hastanın yaşam kalitesinin yanında yaşamı tehdit eden olaylar bulunmaktadır. Bedensel yer olarak tanımlanan meme, kadının beden imgesini temsil etmektedir. Ve bu annelik, cinsellik gibi kadınsı sembolik işlevlerle ilgilidir. Bu nedenle; vücut şemasını bir bozulma olarak bu durumu özelleştirir. Hastalık ile ilgili psikolojik bozukluk kişilik özellikleriyle de ilgili olmuştur.(Spiegel et al., 1996; Marchioro et al., 1996). Psiko-onkoloji araştırmalarında, kanserli hastalarda kişilik özelliklerini belirlemede anket en iyi yaklaşımlardan biridir. Ancak nitel veriler elde etmek için anketlerin güvenirliliği ve geçerliliği değil, hastanın motivasyonu üzerinde olması önemlidir.
Özellikle Rorschach testi kişilik işleyişinde veri toplamak için çok boyutlu olarak uygulanabilir. Örneğin hastaların yanıtları söyledikleri değil aynı zamanda verdikleri cevapların neden ve bunu nasıl söylediği önemlidir. Son zamanlarda Weiner tarafından belirtildiğine göre, Rorschach testi bulguların genişliğini uygulamak ve spesifik özelliklerin zenginliğini göstermek için kullanılabilir duruma getirilir.(Weiner, 1994).
Bu çalışmanın amacı ise, meme kanserine sahip hastaların duygu durum bozukluklarını ve nesne ilişkilerini değerlendirmek amacıyla Rorschach testinin etkilerine bakmaktır. Bu çalışmaya 135 hasta katılmıştır ve hastalar ameliyattan sonra 2-4 haftalık olma kriterleri içerisindedirler. Diğer bir kriter ise; bir önceki psikopatolojik bozukluk olması veya psikoterapötik bir tedavi alması olmasıdır.
Sonuçlara göre; Rorschach kriterlerine dayanarak hastaların depresif yanıtlar verilmesine bakarak depresyon duygu-durum bozukluğu bulunmuştur. Çeşitli analizlere bakılarak psiko-onkoloji araştırmada büyük önem taşımaktadır. Sonuçlara göre; kanser hastalarının kontrol grubunda olanlardan daha fazla kişisel kaynakları olduğunu göstermiştir bunun yanında kaygı ve gerginliğin hastalıkta önemli olduğunu göstermektedir. Hastalık sürecinde hastanın kimliğiyle ilgili düşüncesinde değişiklikleri anlama önemli bir roldür. Mürekkep lekeleriyle test edilen testte 3 parametre belirlenmiştir ve buna göre pozitif (+, skor 1), kararsız (+ / - 0.5 puan) ve negatif (-, 0 puan) dır.Kanser hastalarında olumsuz parametreler çok fazla durumdadır. Kişilik kimliği sonuçları yaş ve eğitim düzeylerini de etkilemektedir. Yaşlı hastalar ve kadınlarda düşük eğitim düzeyi bulunmaktadır. Meme kanserine sahip hastalar psiko-sosyal sorunlarla ilgili çok fazla sıkıntıları bulunan insanlardır. Bir çok yazar iyi huylu meme hastalığı olan kadınlara göre daha depresif özelliktedirler.
Rorschach testi sırasında hasta belirli deneyimlerini duyu bellek gibi süreçlerle işlemiştir. Hastaların kartları anlamlandırmaları onlara yaşadığı sıkıntıyı temsil ettirmektedir. Elde edilen sonuçlara göre meme kanserine sahip hastalar duygusal ve sosyal refahı algılamada yeni psikolojik özellikler yaratırlar. Major depresyon en sık görülen hastalıklardandır. Hastaların psikolojik tepkileri ve bunlarla başa çıkma yaklaşımları çok büyük önem taşımaktadır. Tüm bu veriler meme kanserli kadınların ideal ego ve gerçek ego arasında çatışma yaratmaktadır. Başka bir değişiklik ise hastalık sürecinde hasta kimliğini değiştirir. Analizlerde kanser hastaları negatif yönlü cevaplara rastlanmıştır. Kısaca; meme kanserli hastalarda depresif özellikler bulunmuştur. Aleksitimik özellikleriyle birlikte depresyonda olan hastalardır. Yaşam kalitesi benzersiz kişisel algı olarak kabul edilmektedir. Kişilik yapısı psikolojik bozukluklar için ayırıcı bir tanıdadır.

Makaleyi özetleyen: Merih Öner

Hiç yorum yok: