Lilypie Trying to Conceive Event tickers

30 Aralık 2010 Perşembe

Makale Özeti: A Comparison of Attachment Theory and Individual Psychology: A Review of the Literature

Yazarlar Attachment (bağlanma) teori ile Bireysel psikoloji arasında zorunlu bir benzerlik olduğunu iddia etmiş ve ispatlamaya çalışmışlardır. Özellikle iki teoride de kendilik kavramı ve sosyal iletişim (toplumsal bağlam) patternlerinin uyumluluk ve tutarlılık gösterdiğini savunmuşlardır. Bu makale günümüzde bu iki yaklaşımın kullanıldığı alanlarda benzerlik ve uyumluluk gösterip göstermediği klinisyenler ve araştırmacılar ile çalışılarak ispatlanmaya çalışılmıştır.Her ikisinde de kullanılan yaşam stili belirleme ölçekleri karşılaştırılmıştır.
Birçok modern bilişsel, bilişsel davranışçı ve yaratıcı(constructionist) teorisyenler, şahsi teoriler ile Alfred Adler’in Bireysel Psikolojisi arasında benzerlikler olduğunu ve bunların Bireysel psikoloji elementlerini adres aldıklarını söylerler. Attachment terapi de bunlardan biridir.
Attachment teori John Bowlby tarafından 1950 ve 1960 yılları arasında psikoanalitik teorinin uzantısı olarak geliştirilip ortaya çıkmıştır. Attachment davranışlar koruyucu ve öğretici olarak ikiye ayrılır.Koruyucu davranışlar çocuğun bebelik döneminde anne tarafından dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı korunduğu dönemdeki tutumlarıdır.Öğretici davranışlar ise, tehlikenin olmadığı çocuğun çevresini keşfetmeye başladığı, annenin korumasının kalktığı dönemdeki tutumlarıdır. Bebeklikte Attachment ilişkisi güvenli ve güvensiz olarak ikiye ayrılır. İlişki kalitesinde bebek tecrübelerini belirlemede bazı potansiyel gelişim zorlukları yaşar. Ainsworth attachment stillerini güvenli(secure), endişeli-çekingen(anxious-avoidant),ve kararsız(ambivalent) olmak üzere üç grupta incelemiştir. Güvenli attachment ilişkisine sahip çocuklar duygusal ve fiziksel yönden kendilerini daha güvenli hissederler, daha pozitif ve insanlar ile ilişkiye açıktırlar, annelerinden ayrıldıklarında diğerlerine göre daha az kaygı gösterirler. Diğer güvensiz attachment ilişki grubunda yer alan endişeli-çekingen ve kararsız çocuklar ise benlik saygısı düşük, sosyal iletişime daha zor geçen, öfkeli ve sinirli,duygularını ifade de zorlanan tipler olarak gözlenmiştir.

Bireysel psikoloji Alfred Adler tarafından 1900lü yıllarda Freud’un kendilik (self) kavramını eleştirmesiyle ortaya çıkıp geliştirdiği bireyi bir bütün olarak ve sosyal çevresiyle birlikte ele alan bir kuramdır. Adler bireyin küçük yaştan itibaren aile ile olan ilişkisinin kişiliğinin şekillenmesinde en önemli etken olduğuna inanır.Kişinin tutum ve davranışlarının onun hayatı hakkında; dünyayı algılayışı, nerede olduğu ve olmak istediği hakkında bilgiler verdiğini savunmuştur.İnsanın sosyal bir varlık olduğunu ve toplumdan ayrı değerlendirilemeyeceğine inanmış ve insanı toplumun bir ürünü olarak kabul etmiştir.

Her iki teori arasındaki benzerlikler ise ikisinin de bireyin kendilik kavramını oluştururken ilk iletişimde bulunduğu yer olan aile özellikle anne ve çocuk arasındaki iletişimin önemine vurgu yapmaları; çocukluk dönemlerindeki bu etkileşimlerinin sonucu kişinin kendine özgü bir davranış örüntüsü geliştirdiği görüşünü savunurlar. Bu kavram, bir anlamda, kişinin geliştirmiş olduğu yaşam tasarısıdır. Bireyin, amaçlarını, kendisine ve dünyasına ilişkin görüşlerini ve amaçlarına ulaşabilmek için edindiği alışılmış davranışlarını içerir. Bu davranışlarda çocuğa bakıcısı yani aile tarafından bebeklikten başlayarak öğretilmeye başlar.
Ele alınan bir diğer benzerlik ise sosyal ilgi kavramıdır. Attachment teoride , Adleryan teoride sosyal ilginin oluşumunda çocukluk şemalarının oluşumuna ya da oluşamamış olmasına vurgu yapar.Örneğin çocuk güvensiz bir ilişki içerinse büyümüş ise yaşam biçimi toplumun beklentileriyle uyuşma durumunda değilse ve kişilik yeterince gelişmemişse, sürekli bir gerilim yaşar bu da toplumsal hayatını olumsuz yönde etkiler.

Referans:
Paul R. Peluso, Jennifer P. Peluso, JoAnna F. White, and Roy M. Kern

Makaleyi özetleyen: Zeynep Acar

Hiç yorum yok: