Lilypie Trying to Conceive Event tickers

28 Aralık 2010 Salı

Makale Özeti: East Meets West: Parallels between Budhism and Social psychology

Budizm’de dört yüce gerçek kavramı vardır ve Budizm’in temel düşüncelerini anlamak için bu gerçeklere sırasıyla bakabiliriz. Birinci yüce gerçek insanların çoğunun hayatlarında acı çekeceklerini ve yaşamın acıyla dolu olduğunu söylemektedir. İnsanlar ağrı ve hastalıklardan, açlıktan, ölümden malum korkusundan ve yaşadıkları memnuniyetsizlikler yüzünden acı çekmektedirler. Bu acıların tamamı geçicidir. İkinci yüce gerçekte ise acının sebeplerinden bahsedilmektedir. İnsanlar genelde arzuları ve bağlılıkları yüzünden acı çekmektedirler. Her türlü şeye bağlanabilir insanlar, örneğin kendi düşüncelerine ya da benliklerine bağlanabilirler. Üçüncü yüce gerçekte ise bu acılardan kaçılabileceğinden, son olarak dördüncü gerçekte de bu kaçışın yolunun varlığından bunun da sekiz yoldan geçtiğinden bahsedilmektedir. Bağlılık ve bağlanma kavramları Budizm de önemli bir konudur ve acıların çoğunun sebebinin bundan kaynaklandığı düşünülmektedir. Bağlılık kavramı insanın arzularını, canının çektiklerini, bitmek tükenmek bilmeyen isteklerini içermektedir. Sosyal psikoloji ile ilgili yapılan araştırmalarda da insanlar isteklerine ulaşmak için çok çalışıp kazansalar bile yine de mutluluk ya da mutsuzluk seviyelerinin değişmediği görülmüştür yani Budizm’deki gibi insanlar sürekli isteklerine bağlanırlar fakat sonunda bu insanlara hiçbir şey vermez ya da acı verir. Yapılan başka bir araştırmada ise lotoyu kazanan insanların düşündükleri kadar mutlu olmadıkları bulunmuştur. Çevremize baktığımızda aslında doğamızda kalıcılık ya da ölümsüzlük yoktur bu yüzden geçici şeylere bağlanmak insana eninde sonunda bir acı ve mutsuzluk yaşatacaktır. Başka bir araştırma ise evlilik üzerinedir. Evlilikten her hangi bir beklentisi ya da evlenince daha mutlu ya da daha mutsuz olabileceğini düşünmeyen insanları, evliliğin tek mutluluk kaynağı olacağını düşünen insanlara nazaran evlendikten sonra daha mutlu oldukları gözlenmiştir. Budizm’in önemli diğer öğretilerinden biri ise self (kendilik) kavramının bulunmadığına dairdir. Benlik kavramı kendinin merkezi anlamına gelmektedir ve bu merkezlik düşüncesi de başka bir bağlanma çeşididir, insanın kendi düşünce ve duygularına bağlanma anlamındadır. Bu da acı kaynaklarından bir tanesidir. Sosyal psikolojide de, insanların bir amaçları olduğunda benliklerini güçlendirme yoluna gittiği söylenmiştir ve bu güçlenmenin ardından insanın hedefinde her hangi bir engellenme olduğunda insanların acı çektiği belirtilmiştir. Verilen bu örnekler ve anlatılan kavramlarla Sosyal psikoloji ve Budizm’in bu kavramlar konusunda benzerlik gösterdikleri anlaşılmaktadır.

Özetleyen: Şeyma Kama

Hiç yorum yok: