Lilypie Trying to Conceive Event tickers

31 Aralık 2010 Cuma

Özet: Carl Rogers

Carl Rogers, Amerika Birleşik Devletleri’nde, 8 Ocak 1902 yılında doğmuştur.6 çocuğun 4.südür. Ailesinin katı dini kuralları vardı. Çocukluğu yanlız geçti ama bu sayede bilimle iç içe olabildi. Gün geçtikçe yeni şeyler öğrendi. Üniversite eğitimini Wisconsin Üniversitesinde ziraat üzerine okumakla yaptı. İleri bir zamanda Teolojik sendika seminerine katılmaya başlar. 1945 yılında Chicago Üniversitesi’nde görev almış ve bir psikolojik danışma merkezi kurdu.
Rogers teorisinde özünde herkesin iyi olduğunu savunur. Ona göre insanlar zamanla çevrenin etkisiyle değişir. Doğumdan itibaren insanlar iyiye yönelik değişmeye başlar. Bu onun doğasında vardır. Rogers zorla hiç bir şeyin olamayacağını, insanların kendi seçimlerine göre yaşamaları gerektiğine inanır. Bu sayede kendini geliştirebilir. Seçimlerinden dersler çıkartır. Rogers organizmanın bizim için iyi olanı bildiğini savunur. Yani iyi olan şey aslında bizim içimizde ve doğamızda vardır. Rogers benlik bilincine önem vermiştir. Benlik bilinci insanın kendisini kavramasıdır. İnsanların istediklerini elde etme konusunda bir potansiyeli olduğunu düşünür. Eğer kendi seçimlerimizi yapamazsak ailemizin ya da çevremizin sırf onlar üzülmesin diye yaparsak kendimizi kötü hissederiz. Kendimize saygımız azalır ve saygımız azalırsa istediğimizi elde etme potansiyeli düşeceğinden umutsuzluğa düşeriz. Olmak istediğimiz benlik ile olunması istenilen benlik arasında kalırsak kaygı yaşadığımızı söyler Rogers. Bunun adına da aykırılık(incongruity)der. İyi bir benlik gelişimi için sevgiye, saygıya ihtiyaç vardır. Sevgi olmadan insanlar yaşayamaz. Sevgi, saygı görüyorsak kendimize öz saygımız da artar, kendimize güveniriz ve istediğimiz şeyleri elde etmedeki engelleri ortadan kaldırırız.
Benlik bilinci her zaman doğru olmayabilir ama en azından bundan bir ders alırız, birşeyler öğreniriz. Rogers insanların özgürce davranmalarını istemiştir. İyi bir benlik geliştirmiş olan kişi; Şimdiki anda yaşar geçmişe takılmaz. Bu demek değil ki geçmişi siler. Sadece şimdi'nin tadını çıkartır.2)Kendi seçimlerini kendi yapar. Özgür olabilir ve yeni fikirlere, olaylara açıktır.
Rogers terapi'nin iyi bir sonuç elde edebilmesi için bazı niteliklere vurgu yapmıştır: Terapist’in; danışanına empati kurması gerektiğine inanır. Bu sayede onu daha iyi anlar ve yardımcı olur. Danışanına karşı empati kurarken bu sayede kendi iç dünyasına da yönelir ve kendisini de anlamaya başlar. Son olarak da danışanına koşulsuz sevgi beslemesi gerektiğine inanır. Onu sevmezse, saygı duymazssa olaya objektif bakamaz ve yardımcı olamaz.
Rogers ona gelenleri hasta olarak görmez. Ona gelen kişi duygularına ket vurulmuştur ve bunları ortaya çıkarmak istiyordur. Rogers ona yardımcı olmaya çalışırken danışanını yönlendirmez tam tersi ona sadece düsüncesini değiştirmesinde yardımcı olur ve problemi kendisinin çözmesini ister. Çözüm üretmez.''ben mutlu ol dediğimde mutlu olamaz içinden gelmesi lazım'' diye düşünür. Terapi böyle iyi bir çerçeve de ilerlerse ortaya güzelsonuç çıkar ve danışanın hem ket vurulduğu duyguları ortaya çıkar hemde kendisine olan öz saygısı artar.

Özetleyen: Gülsemin Şahin

Hiç yorum yok: