Makale, sufismi İslam’ın mistik, barışçıl yönüne cevap olacak şekilde modern toplumlara tanıtmaya çalışmaktadır. Sufismin sosyal düzlemde, teknolojide, gelişimde, ekolojik dengede yeri nedir gibi sorulara yöneltmiştir. Daha çok sufismin sipüratüel tarafıyla ilgilenmiş ve sufismin temel konularından biri olan ‘Aşk’, ‘Sevgi’, ‘Kendilik’ kavramlarına değinmiştir.
Makalede sufismin nerden geldiğiyle alakalı birkaç açıklama vardır ama değinmeyeceğim. Bunların hepsi Arap kökenli olmakla birlikte kelime manasını anlatır. Kelime kökeni nedir, nerden gelir gibi konulara değinmiştir.
Sufiler, tasavvuf ve şeria arasında derin bir ilişki olduğunu düşünürler. Mesela, İmam Hamza Yusuf, İslam dışındaki dinler; dahilde ve hariçte yollarla veya dinin ezoterik ve anlaşılır ifadeler arasında ikiye ayrıldığı konusunu tartışır. Ama İslam, manevi veya mistik yolların sonucudur der. Yani hem şeria hem tasavvuf İslam okullarında geleneksel bir öğretidir.
Sayri Suluuk adında bir sufi: “who has no non-existence and his non-existence has no existence anymore”. Onun mistik gezintisi onu Allah’a götürmüştür. Onun bu gezintisi, onun ego ve süper-egosuna saldırı gibi olmuş ve asla tekrar ‘kendine’ kavuşamamıştır yani kendisini kaybetmiştir. Arkasından bu satırlar verilmiş ancak mana bütünlüğünü bozmamak için orijinal halini veriyorum; ‘’He is becoming a part of the divine personality, and finds his place in this holistic picture; while his own personality is disappearing entirely, in Dhikr, i.e. remembrance of God’’ (Qadri, 2003).
Modern toplum insanları boşluk ve anlamsızlıktan dolayı acı çekmektedirler. Hayatın anlamını bulmak için bir şeylerin peşinden ya sürüklenip gidiyorlar ya da boşluğa düşüyorlar. Sonuçta kalabalığın içinde yalnızlığı yaşamaya mahkum ediliyorlar. Toplumsal birlikteliğin, yalnız olmanın farkındalığı, komşu olma eğilimleri gibi şeylerin eşiği düşük. Bu görüşü anlatmak için Marx’ın ideolojisinden bir anlatım makalede anlatılmaktadır. Junayd Baghdadi’nin sufismi anlatan 8 niteliği vardır. Bunlar hem İslami çerçevede hem de diğer dinler dahil edilerek anlatılmaya çalışılmıştır ve bize verilmesi istenen konsept ‘hırs’tır.
Sehnaz Kıymaz’ın sufismle ilgili altı makamı da makaleye alınmıştır. Bu makamlar ego, kalp, ruh, sırlar, yakınlık, teklik/değerlik gibi altı özel kavramın durumu ile ilgilidir. Sufism, geçmişimizde ve günümüzde Batı ülkelerince terapi tekniği olarak kullanılmaktadır. Bu insanlar Müslüman olsun ya da olmasın terapi seçeneklerine farklı vizyon olarak kullanılmaktadır. Böylece duygusal ve ruhsal kapıları açmayı hedeflemişlerdir.
Referans:
Akman K.(2009) Sufism, spirituality and sustainability: Rethinking Islamic mysticism through contemporary sociology: Journal of US-China Public Administration.Vol:6.
Makaleyi özetleyen: Didem Koç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder