Davranış teorisi olarak ifade edilen insan doğası ile ilgili görüşler, kavramsal ve sosyal sahalarda önemli incelemeleri gerektirir. Çoğu zaman davranışın sonuçlarıyla, davranış arasında bir etkileşim olduğu kanıtlanmış bir gerçektir. İnsan dsüşüncesi, sonuç çeşitlerinin alınmasına ve anlamayı nasıl gerçekleştirdiğine bağlıdır. Sonuçlar, bilgilendirmenin yanısıra, teşvik değeri ile de motive eder. Davranış seçimlerimiz daha çok ileriye dönük olanı kontrol etmekle ilgili yönelimimizle alakalıdır.
Yaygın görüşe göre insan davranışlarının sonuçlarıyla yönetilir böylece gerçek sonuçlar farklılaşarak daha iyi bir noktaya doğru ilerler. Davranış, tekrar edilen deneyimlerden sonra, beklentiler anlaşılana kadar gerçek sonuçlarıyla daha az kontrol edilir.
Davranış teorisinin kısıtlaması olarak, modellemenin belirli hareketleri taklit etmekten ibaret olduğu fikri öne sürülür ki bu yanlış bir görüş ve temellendirmedir. Gözlemin temelindeki kurallar, insanların yargısal yönelimlerini değiştirme, kavramsal düşünceler, yanı sıra diğer bilişsel işlev biçimlerini kapsamaktadır.
Psikoloji insanlara nasıl yaşamaları gerektiğini anlatmaz ancak onlara kişisel ve sosyal değişimi etkileyecek araçları sağlayabilir. Aynı zamanda alternatif yaşam biçimi oluşturabilmeleri için de yardım edebilir.
Referans:
Meeting of the American Psychological Association, New Orleans, August 1974
Özetleyen: Sumeyra Tayfur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder