Lilypie Trying to Conceive Event tickers

31 Aralık 2010 Cuma

Makale Özeti: Jung and the Recall of the Gods

Jung’un dinsel açıdan teorik anlayışı, dini olayları analitik süreç olarak değerlendirmesidir. Bu, psişenin kökenindeki Tanrı’yı hatırlatır ve aralarında araçsız bir iletişimi sağlar. Analitik süreç burada birçok sebeple önemlidir. İlahinin içselleşmesi, dışsal Tanrılar tarafından bağlanmış dini toplumlar arasındaki düşmanlığı azaltır. Jung’un bütün mitosları, ilahinin sadece insanlarda bilinç olabileceğini iddia eder. Tarihte Tanrı’nın eğitimi ve kurtarması devam eden bir projedir. Hala hüküm süren şefkat içeren alana sahip mitosların yerine daha geniş mitoslar şekil almıştır. Analitik süreç bu kuşatılmışlığa rağmen, ilk örnekte bireyleşme için şimdi sosyal mitosları ortaya çıkarıyor.
Jung psikolojisinin teori ve terapi arasındaki samimiyeti din adamları arasında sorunlara sebep oldu. Jung’un terapatik tecrübelerinde esrarengizlik vardır. Esrarengiz olay gerçekleştiği zaman bu hem gerçek terapiye hem de dine dayanır. Böylelikle klasik Jung teorisi dinsel bir olaya dönüşür.
Bir kişinin kişisel ilhamını keşfetmesi, bireyin kişisel mitosunu ve doğumdan sonra hangi mitosun olduğunu ayırt etmesini sağlar. Bu durum etik, din, milliyet ve sosyal statü gibi kolektif mitolojiye bağlıdır.
Bireyler kişisel mitosları içinde gelişir ve bazı gelişimler sosyal doğal kaynaklar için çok önemlidir, çünkü birey kişisel mitosuyla önemli bakış açıları kazanır. Analitik süreç sadece bireysel samimiyetle değil ayrıca bireysel mitoloji ile de gözden geçirilir.
Jung Psikolojisi bilinçdışının en derin doğasının saygısını Tanrıça’ya ve büyükanneye sunmaktan şeref duyar. Başlangıçta Tanrıça, özbenlik bilincinin oluşması için çocuklarının bilinçdışını yarattı. Yeniden doğan çocuklar şimdi şiddetin, Tanrıça’nın çatışılan yaşamının, kendisiyle çatışan acı dolu bilincin farkına varırlar. Bu süreç Tanrıça ve insanlık içinde kurtarıcıdır. Tanrıça’nın kişiselleştirmesi ve kurtarması, bireyselleştirme ve kolektif yaşamdır. Emir kaçınılmazdır çünkü her bireyin benliğinde hissedilir ve asla tamamlanamaz çünkü bilinçdışının doluluğu tarihsel somutlaştırmaya üstün gelecektir.
Jung Psikolojisinin dini formüle etmesinden sonra oluşan soru: Batıdaki gibi dinsel aklı mı kabul etmeliyiz yoksa benliği oluşturma sürecinde Jung’un mitoslarını mı kabul etmeliyiz? Batı din bilimcilerinin spiritüalizmin(ruhanilik) yansıtmasını Jung “evrensel dini kâbuslar” olarak adlandırır. Eğer ruh, patolojisini iyileştirirse; gözü dönmüş ve umutsuz durumda budanmış ruh, sapkın düşüncelerden kurtarılır. Dinsel alanın yanında Jung’un mitosu ilahi ile dolu insan ve türlerin hüküm süren din veya sosyal kolektifler tarafında inkâr edilir ya da nitelendirilir. Jung’un mitosu hayati bir kariyerdir, çünkü mitoslar ilahi ile araçsız deneyimlerdir ve ilahi-insan arasında ortak ihtyaçdır.

Referans:
Dourley. J, (2006) Jung and the Recall of the Gods. Journal of Jungian Theory and Practices 8, 1

Makaleyi özetleyen: Seçkin Ceylan

Hiç yorum yok: