Lilypie Trying to Conceive Event tickers

31 Aralık 2010 Cuma

Makale Özeti: Psikosomatik Hastalıklarda Mizaç ve Karakter (Temperament and Character in Psychosomatic Disorders)

Psikosomatik hastalıklar önemli hastalıklar grubuna girer ve tıbbın tüm dalını zorlayıcı niteliği vardır. Mizaç ve Karakter araştırması bu hastalıkta da öenmli bir ölçüt olarak görülmüştür. Bilindiği gibi Mizaç ve Karakter Envanteri 240 maddeden oluşan kişinin kendi kendine uyguladığı, doğru veya yanlış şeklinde yanıtlanan bir ölçektir.
Cloninger’in psikobiyolojik kişilik modelinde, dört temel kişilik boyutu ile bir kişinin yenilik, tehlike ve çeşitli ödül tiplerine verdiği yanıtlar incelenmiştir. Mizaç boyutları olan Yenilik Arayışı (YA), Ödül Bağımlılığı (ÖB), Zarardan Kaçınma (ZK) ve Sebatkârlık (S); her biri kendisinin temel duyguları olan öfke, bağlanma, korku ve hükmetme ile erken gelişimsel dönemde gözlenebilir özelliktedirler. Bu mizaç boyutlara ek olarak kendini yönetme (KY), işbirliği yapma (İY) ve kendini aşmadan (KA) oluşan üç boyutlu bir karakter bileşeni de olaya katılır. Bu çalışamanın sonucunda görüldü ki; depresif durum ile ilişkili duygulanım patolojilerinde ZK puanında artış, KY ve İY puanlarında azalma vardır.
Somatizasyon, tıbbi hastalıklarla açıklanamayan somatik belirtilerin olmasıdır ve mizaçla olan ilişkisini inceleyen çalışma sayısı azdır. Üç boyutlu kişilik anketinin çalısmasından çıkarılacak sonuç ise zarardan kaçınmanın somatizasyon şiddeti ile ilişkili olduğudur. Bazı tıp öğrencilerinde ve psikiyatrik hastaların kullanıldığı bir araştırmaya göre de durumsal anksiyetenin psikolojik ve fiziksel yorgunlukla doğrudan ilişkili olduğu tespit edilmiştir.
Psikosomatik hastalıklarda Mizaç ve Karakteri incelersek eğer; dermatolojik hastalıklarda yapılan çeşitli çalışmalarda psikometrik değişkenlerin rolü ortaya konmuştur. En çok görülen baş ağrısı tipi, kronik gerilim tip baş ağrısı olarak biilinir ve bunun da kişilik özellikleri çokça araştırılmıştır ve zaten Mizaç ve Karakter Envanteri araştırmaları için uygun bulunur. Mesela; Di Piero ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada 16 dönemsel gerilim tipi baş ağrısı, 26 kronik gerilim tip baş ağrısı olgusunun normale göre ZK puanlarının yüksek olduğu bulunmuştur. Kronik gerilim tipi baş ağrısında ise yüksek ZK skorları bu hastaların strese bir yanıt olarak gerilim tipi baş ağrısı geliştirmeye eğilimli bir mizaçlarının olduğunu göstermektedir. Buna benzer çalışmalar fiziksel tıp, göğüs ağrısı, irritabl barsak sendromu ve astım da yapılmıştır. Her birinde birbirleriyle alakalı mizaç ve karakter ilişkileri bulunmuştur. Ancak yapılan çalışmaların sonucunda psikosomatik hastalıklar için ortak bir mizaç ve karakter profilinin olmadığı gözlemlenmiştir fakat çalışmaların çoğunda ortak olan en önemli sonuç ZK puanlarının yüksek olması ve somatizasyonla ilişkili bulunmasıdır. Cloninger’e göreyse fazla zarardan kaçınan kişilerin kronik anksiyetelerinin sıklıkla daha fazla ağrı, zor sakinleşme, kolay yorulma tespit edilmiştir. Yüksek zarardan kaçınma davranışı; çabuk yorulma, yabancılardan kaçınma, diğer insanların endişelenmediği durumlarda bile karamsar düşünceler içinde olma, belirsizlik korkusu şeklinde gözlenir. Bu kişiler sakınan, kendine güveni olmayan, kötümser bireylerdir. Fakat bu kişiler aynı zamanda tehlike olasılığında dikkatli plan yapma ve temkinli kişilerdir. Bu durumun kötü yanı, tehlike durumu yokken bir tehlike beklentisinin olmasıdır.
Zarardan kaçınmanın bu araştırmada yüksek oran da çıkması aslında beklenen bir şeydir. Karakter boyutlarına bakıldığında en sık tekrarlayan bulgunun KY puanlarındaki düşüklük olduğu görülmektedir. KY’nin anlamı ise bireyin bulunduğu durumu korumak için davranışlarını uygun hale getirmesi, düzenleme yeterliliği ve iradeli oluşu demektir.
Sonuç olarak; çalışmaların çoğunda depresyon ve anksiyetenin kontrol edilmediğini gördük. Mizaç ve Karakter envanteri beyni psikobiyolojik modelleme ile inceler,ve bunların hastalığa katkısının,daha çok etiyolojik öneminin etkin hale gelebilmesi için bir çok geniş çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu bizlere gösterir.

Makaleyi özetleyen: Büşra Ulu

Hiç yorum yok: