Lilypie Trying to Conceive Event tickers

13 Aralık 2010 Pazartesi

Makale Özeti:Klinik Uygulamada Projektif Testlerin Etkili Kullanımı

Projektif testlerin kullanımında yapılan birçok hatalar vardır. Bu hatalar bir vaka örneğiyle açıklanılmak istenmiştir. Alkol bağımlılığı, eski kız arkadaşı tarafından lisans yönetim kuruluna şikâyet edilen bir psikologun vakasıdır. Lisansı bir yıllığına alınan Dr. B hastaneye yatmıştır, antidepresan kullanmaya ve psikoterapi almaya başlamıştır. Üç hafta sonra hastaneden çıktığında psikoterapiye devam etmeye karar vermiştir. Yapılan psikolojik testlerde ağır bir psikopatoloji ortaya çıkmış ve böylece lisansına el konulmuştur. Avukatı testin tekrar yapılmasını talep etmiştir. Nöropsikolojik testlerde ve MMPI testlerinde oldukça normal çıkan Dr. B, projektif teste bakıldığında psikopatoloji taşıdığı çıkmıştır. Rorschach’nın psikopatolojiyi çok fazla algılamasındaki sebepleri incelemek için Exner’in Kapsamlı Sistemi’nin normlarını (Comprehensive System) bilmek gerekmektedir. Bu sistem Rorschach kullanımında çok ünlü bir sistemdir ve testi uygularkenki kuralları, puanlamayı, yorumlamayı ve sonuçları tanımlamayı sağlar. Bireyin Rorschach’dan aldığı puanı Kapsamlı Sistem’in normlarıyla karşılaştırarak psikopatoloji belirlenebilir. Eğer puanı normal bireylerden oluşan grubun puanından farklıysa patoloji var demektir. Buna rağmen Kapsamlı Sistem’in normlarının kullanımı psikologların patolojiyi çokmuş gibi algılamalarına sebep olabilir. Bu sonuç birçok bağımsız psikolog tarafından çalışmalar yapılarak kanıtlanmıştır. Yani bir bireyin projektif testten aldığı puanı Kapsamlı Sistemin normlarından farklı olması, o kişide bir psikopatolojinin olduğunu göstermez. Projektif testten elde edilen puan tek başına değerlendirilmemelidir. Bireyin geçmişiyle ve yüz yüze yapılan görüşmedeki sonuçlarla birlikte düşünülerek kişi değerlendirilmelidir. Tematik Algı Testi de patolojiyi belirlemede güvenilir bir test değildir. Bu testi kullanırken de objektif puanlama sistemi kullanılmalıdır. Bu puanlama sistemini kullanmayan psikologlar taraflı yorumlar yapmış olurlar ve bu durum kişinin rahatsızlığını doğru bir şekilde belirlemeyi engeller. TAT sınır kişilik bozukluğunu belirlemede oldukça iyidir fakat patoloji için aynı durum söz konusu değildir. Ayrıca kişilerin geçmişte yaşadıkları fiziksel ve cinsel travmayı ortaya çıkarmada da oldukça başarılı bir test olduğu gözlenir. Fakat aynı zamanda bu tespit tehlikelidir çünkü yanlış alınan bir karar çocuğun ve ailesinin hayatında önemli etkiler bırakabilir. Mesela böyle bir cinsel travma yaşamamasına rağmen testin sonunda cinsel travma yaşamış gibi görünen bir çocuğun ailesine bu durumu varmış gibi anlattığınızda ailenin içine gireceği durumdan psikolog sorumlu olabilir. Bu yüzden testi yapan kişinin olabildiğince dikkatli olması gerekir. Sonuç olarak, birey hakkında değerlendirme yaparken, klinik psikologları sadece TAT gibi projektif testlerin sonuçlarına takılıp kalmamalı, bunun yanı sıra kişilik testleri uygulamalı, bireyle görüşme yapmalı ve bireyin geçmişini gözden geçirmelidir.

Garb H. N., Wood J. M., Lilienfeld S. O., & Nezworski N. T. (2002). Effective use of projective techniques in clinical practice: Let the data help with selection and interpretation. Professional Psychology: Research and Practice, 33, 454-463.

Makaleyi İngilizceden tercüme eden ve özetleyen: İlkay Azak

Hiç yorum yok: