Lilypie Trying to Conceive Event tickers

15 Aralık 2010 Çarşamba

Kitap Yorumu: Annem ve Hayatın Anlamı - Psikoterapi Öyküleri

Kitap; birbirinden farklı, her hikâyede bize değişik bakış açıları kazandıran hikâyelerden oluşuyor. İlk hikâyelerde, Yalom kendi hayatına dair, annesiyle yaşadıklarından, onu gördüğü rüyalarından, fantezilerinden bahsediyor. Özellikle başlardaki bu öyküler beni çok etkiledi ve şöyle düşünmeye itti: Çevremizde biz ve ötekiler, -bu en yakınımız olan annemiz de olabilir, bir arkadaşımız da- arasında sürekli bir ilişki mevcut. Bu ilişkiler içinde biz her zaman bir anlam arıyoruz. Bu davranışları birer işaretçi olarak kullanıyor, bir anlam yüklüyoruz. Fakat bu anlamları çoğu zaman, doğal olarak, kendi bakış açımız ile yorumluyoruz. Bu da bazen yanlış anlamlandırmalara ve iletişimsizliğe ya da bazı çatışmalara itiyor bizi. Halbuki olaylara sadece kendi bakış açımızdan değil de, karşı tarafı da düşünerek, belki empati yaparak, hatta durumu bir de kendi davranışlarımızı inceleyerek, dışarıdan nasıl algılandığını düşünerek incelersek, ilişkilerimizi daha kuvvetli ve sağlıklı hale getirebiliriz.
Öykülerde ayrıca, terapiye dair çok güzel noktalara değinmiş Yalom. Örneğin, ilk görüşmelerde, karşımızdaki insanı, anlattıklarına dayanarak, semptomlar arayarak, direk etiketlemek yerine; biraz daha yavaş olmak, tanı endişesinden kaçınarak karşımızdakini tanımak ve hayatını anlatmasına izin vermek gerektiğini vurguluyor. Bu bize karşımızdakinden de bir şeyler öğrenmeyi, hayatlarını, hayattaki anlamlarını daha iyi bir şekilde anlamayı sağlar ve terapi sürecini daha verimli hale getirir diye düşünüyorum.
Yalom öykülerinde çokça ölüm konusuna da değinmiş. Ölümün hayatımızın bir parçası olduğunu ve bunun için hazırlıklı olmamız gerektiğini söylüyor. Başkalarının ölümü bizi kendi ölümümüzle yüzleştirir ve kişinin de kendi ölümüyle yüzleşmesi, olumlu kişisel değişimi doğurur diyor. Aslında biz normal bir süreçte çoğu zaman varoluşumuzun farkına varmıyoruz. Hayatın anlamını, kendi anlamımızı bulamıyoruz, hep daha ilerisini istiyoruz, hep burada kalacakmışız gibi düşünüyoruz. Ölüm bize bu nedenle çok uzak geliyor, bizim başımıza gelmez sanıyoruz. Dolayısıyla, hayatın anlamını bulduğumuzda artık daha otantik bir yaşama adım atmış oluyoruz. Eski gözlüklerimizi takmıyor; olaylara, objelere, kişilere çok daha farklı bakıyoruz. Belki de ilk defa sahip olduklarımızın farkına varıp, bunlardan zevk almayı ve şükretmeyi öğreniyoruz.


Referance:
Yalom, I., (2000). Annem ve Hayatın Anlamı, Psikoterapi Öyküleri. Kabalcı Yayınevi, 4. Basım

Kitabı yorumlayan: Beyzanur Albayrak

Hiç yorum yok: