Lilypie Trying to Conceive Event tickers

10 Aralık 2010 Cuma

Makale Özeti: JUNG AND THE KABBALAH

Bu makalede Jung ve Kabala arasındaki bağlantı ayrıca Gnosticism ve Simya arasındaki ilişki de ele alınmıştır. Kabala, XII. yüz yıldan başlayarak Yahudi gizemciliğini tümüyle etkisi altına almış olan ezoterik(gizemli) bir akımdır. Her zaman temelde sözlü bir gelenek olan Kabala, İbranicede sözcük anlamı olarak da 'gelenek' karşılığını taşımaktadır ve Gnostisizm ise Hıristiyanlığın başlangıcında ruhani sırrını bilmek iddiasında olan mezheptir. Jung Kabala sembolleri ve düşüncelerini kullanmıştır, ayrıca onun bu kişisel Kabala görüşleri kritik bir şekilde incelenmiştir. Jung’un Kabala ile onaylamadığı şeyler onayladığı şeylerden daha çoktur. Jung çağdaş Gnostik olmakla suçlandı. Jung Simyanın derin Kabalik olduğunu savundu. 1930’larda Yahudi düşüncelerine sınırlı bir yaklaşımı vardı.
Jung kendisine mektup yazarak Hasidim’in(2 Yahudi hareketi) Yahudi yeraltı bilgilerine kapı açtığını ne Kabala’nın psikolojik olarak keşfedilmediğini belirten Ms. Edith Schroeder’e kendi başına vazife olarak bunu alamayacağını çünkü İbranice’yi bilmediğini ve konuya aşina olmadığını belirtmiştir. Jung hayatının son 10 yılında Kabalik sembol ve düşüncelerle yakından ilgilenmiştir. Bu semboller arketipler(ilk örnekler), kollektif bilinçdışı ve insanoğlunun psikolojik amaç teorisi gibi Jung’un önemli yorumlarının sonuncusudur.
Kabala kaynaklarında Jung “Simya için birçok Gnostisizm var” yani Simya’nın Kabalik olduğunu savunmuştur.
Jung’a birçok kez Gnostik denmiştir. Bu kişilerin arasında en barizi Martin Buber’dir. Buber, Jung’un Tanrı’yı ciddiye almayarak dinsel deneyimlerin insanı kendi içine dönmesiyle açıklanabileceğini iddia etmiştir. Ayrıca Jung’un ölümünü de Tanrı’ya üstünlük taslamakla bağlantılandırmıştır.
Bu makalede Stanford L. Drob Jung’un Kabala’dan uzak olduğunu daha çok Gnostik olduğunu söylemiştir. Ayrıca Jung psikolojiyi Simya’ya göre yapılandırmıştır. Bu makalede Drob, Jung’un Gnostisizm okuyarak bireysel psikoloji için tavrının radikal evrensel karşıtı ve bireysel karşıtı olarak değiştiğini söylemiştir. Ayrıca simyanın yorumlanmasından Kabalistik ruhsal ve psikolojik esas çıkarımı yapılmaktadır. Bazı örneklerde Gnostikler, Kabalistler ve simyagerler aynı sembol ve figürleri kullanmıştır.
Jung Kabalistik sembol ve düşüncelerle psikolojiyi yorumlayan çağdaş bir Kabalist olarak söylenebilir. Fakat Jung Kabala’nın orijinal metinleri hakkında çok derin bilgiye sahip değildi. Bazı açıklamalara göre Kabala, Hasidim’in doktrinlerini üretti.
Yahudi tasavvuflarının en gelişmiş hali Kabala’dır. Yahudi tasavvuflarının kökleri Gnostisizm’den gelir.
Jung Gnostisim’i genel olarak dinsel fenomen olarak yorumlamıştır. Genel olarak Gnostisizm 2. ve 3. yy.da Hıristiyanlığa aykırı düşünceler olarak açıklanmıştır. Jung’a göre insanoğlu dünya ve cennet üzerindeki bilinçdışı içeriğin planlamasından, egonun radikal gücü ile toplam tanımların sonucuna hareket etmelidir. Psikoloji özellikle Jungian psikoloji bireylerin kendi psişeleriyle birlikte arketiplerinin farkındalığını sağlamaktır. Ölü din; Gnostisim ve unutulmuş bilim; simyanın sembolleri kollektif bilinçdışının saf kristallerini içermektedir. Jung’un Gnostisim hakkındaki en temel ifadesi “Gnostic Symbols of the Self” adlı denemesinde yer almaktadır. Ayrıca önceki analitik döneminde de Gnostisizm ile ilgilenmiştir. Gnostik’i Jung dışında evrensel ya da dışsal insan olaylarını insan psişisenin temel arketip gelişimine yansıttığından bahseder. Jung amaçlarının daha geniş kişilikler yaratmak olduğunu söyler. Bunlar merkezi ego ile çatışabilen ama daha çok bilinç ve bilinçaltı arasındaki noktada olan kişiliklerdir.
“Mysterium Coniunctionis” de Jung ruhsal ve psikolojik anlamda zengin olan simya sembollerinin katoloğunu temin etmiştir. Jung Kabala ve simya arasındaki güçlü ilişkinin farkındaydı ve 16. yy.ın sonlarında simya, Kabala’dan etkilenmiştir. Jung’un ilgilendiği, simyanın ruhsal görüntüsü geniş bir Yahudi kökenine bağlıdır.
Jung Gnostik pleroma’yı yani ilahi fikrin aslında bilinçdışının derinliklerindeki bilinmeyen sonsuz ile yani Kabala’nın Ein-sof’u ile ilgili eşdeğer görmüştür.
Kral ve Kraliçenin ayrılması Kabala’da Tanrısal elementleri kadınsı ve erkeksi olarak 2’ye bölmesi ile sembolize edilmiştir. Ayrıca bu bozulmuş dünyanın hastalığını ve kargaşasını yansıtır. Bu durumun onarımı için Kabalistik Tifereth ve Malchuth’un düğününü sembolize eder. Jung, Gnostisizm, Kabala ne simyada olan kıvılcım teorisini(spark-scintillae) ne de primordial elementler yani insandaki arketip bilinçdışını yansıttığı sonucunu çıkarmıştır. Fakat maalesef Jung kıvılcım’ın(spark) Kabala ve Hasidim’den farklı olarak dünyadan ve benlikten kaçma aracı olduğunu bilmiyordu. Hasidim’e göre her birey yeryüzünde yerini alır çünkü erkek ve kadın ruhunda kıvılcım(spark) vardır.
Gnostisizm ve Kabalistik arasındaki en önemli fark eşit kavram ve sembollerin Gnostisizm’de Kabalistik’teki gibi Tikkun ha-Olam yani dünyayı onarmak kavramının olmamasıdır. Gnostisizm’de dünyadan kaçmak Kabala’da ise onarmak vardır. Jung psikolojiyi yorumlarken Gnostik’e kaymıştır.

Drob, S. L. (1999) “Jung and the Kabbalah” History of Psychology, Vol. 2,No. 2, 102-118

Makaleyi İngilizceden tercüme eden ve özetleyen: Seçkin Ceylan

Hiç yorum yok: