Lilypie Trying to Conceive Event tickers

19 Aralık 2010 Pazar

Makale Özeti: The Syzygy: Anima and Animus

Anneler ve oğulları arasında hatırlanamayacak kadar eski olan kutsal bir arketip (ilk örnek) vardır. Bu da anne ve oğullarının evlenmesi arketipidir. Bu efsane kolektif bilinçdışının doğasını gösterir. Buna göre; anne hem yaşlı hem de gençtir, oğul ise hem eş hem de uyuyan emzirilen rolündedir. Oğla göre yansıtma yapan faktör, anne figürü ile aynıdır. Oğul kendi psişesinde sadece anne figürü değil; kız çocuk, kız kardeş, ait olunan, ilah gibi figürlerin de olduğunu anlayınca bu yansıtma çözülür. Bütün anneler ve bütün ait olunanlar, her yerde hazır ve nazır bulunan, yaşsız imajı taşımaya zorlanırlar.
Kadın, sadık olarak hep orada kalır ve riskli durumlarda, mücadelelerde ve fedakârlık isteyen durumlarda hep en çok ihtiyaç duyulandır. O, hayatın bütün acılarında avutan kişidir. Aynı zamanda kadın, mükemmel bir illüzyonist ve baştan çıkarıcıdır. O, erkekleri hayatın sadece mantıklı ve faydalı yönlerine değil; korkulu paradokslara ve kararsızlıklara (iyi ve kötü, başarı ve iflas etmek, ümit ve ümitsizlik gibi) da çekebilir. Çünkü kadın, erkeğin en büyük tehlikesidir ve erkekten hep en iyisini ister. Eğer erkek buna sahipse, kadın onu erkekten alır.
Yansıtma yapan faktör, anima (erkeğin feminen elementlerle tamamlanması) dır. Kadın ne zaman rüyalarda, görüntülerde, fantezilerde belirirse; kadına ait bütün karakteristiklere sahip olur. O, bilicin bir icadı değildir fakat bilinçdışının kendiliğinden olan bir ürünüdür. Anne figürü bütün erkek çocuklar için kolektif arketipin animasından gelen bir dürtüdür.
Bu anima erkeklerde bulunan bir arketiptir fakat aynı şekilde bir arketip kadınlarda da olmalıdır. Erkeğin feminen elementlerle tamamlandığı gibi, kadın da maskülen elementlerle tamamlanır. Bu ilişkilere tümdengelim yöntemiyle ulaşılmıştır. Bu anima ve animus arketipleri, araştırmalarla doğrulanabilir. Erkek çocuğu için yansıtma yapan faktörün anne olduğu gibi, kız çocuğu için de yansıtma yapan faktör babadır. Kadın maskülen elementlerle tamamlandığı için onun bilinçdışında maskülenliğin tesiri vardır. Bu da, kadınlarla erkekler arasında psikolojik farklılığa sebep olur. Bunun için kadınlarda yansıtma yapan faktörü Jung, zihin ve ruh anlamlarına gelen animus olarak adlandırmıştır.
Anima ve animus karşılaştığında, animus kılıcını çeker ve anima baştan çıkarma ve illüzyon zehrini dışarı akıtır. Sonucun her zaman negatif olması gerekmez, anima ve animus eşit olarak aşka düşerler (ilk görüşte aşk). Aşk dilinin şaşırtıcı benzerliği, en yüksek sadakat ve bağlılık basmakalıp formüllerini kullanmasıdır. Böylece partnerler, kendilerini kolektif bir durumda bulurlar. Onlar, diğeriyle ilgili olan bir illüzyonda yaşamışlardır.
Negatif ve pozitif yönleriyle anima ve animus ilişkisi her zaman animosity (düşmanlık) ile doludur. Erkeği saran düşmanlık, aşırı duygusallık ve darılma iken; kadını saran düşmanlık, inatçı görüşler, yorumlar, üstü kapalı sözler ve yanlış anlamalardır.

Referans:
Jung, C. G. (1969). Aıon: researches into the phenomenology of the self. Princeton: Princeton University Press.

Makaleyi özetleyen: Tuba Kocatepe

Hiç yorum yok: