Lilypie Trying to Conceive Event tickers

27 Aralık 2010 Pazartesi

Makale Özeti: THE VICISSITUDES OF AFFECT IN HORNEY’S THEORY

Karen Horney içgüdü gibi biyolojik kavramlara karşılık kültürel kavramların kişiliğe etkisinden bahsederek psikoanalize yeni bir bakış açısı getirmiştir. Horney’ye göre her insan doğuştan kendini gerçekleştirme potansiyeline sahiptir. Bunu gerçekleştirirken sosyal çevre ve kültürden de etkileniriz. Normal olmak kişinin gerçek duygularıyla ölçülen gerçek benliğe sadık kalmakla ilişkilidir. Kişi korku ve kaygı ile başa çıkmak için kullandığı yöntemler sonucunda normallikten uzaklaşabilir. Horney korkuyu “düşmanca algılanan dünyada yalnız hissetmek” olarak tanımlamıştır.
Psikolojik olarak sağlıklı olan kişinin öncelikle kendini fark etmiş olması gerekir. Nevrotik kişinin kendini fark etme şekli yanlıştır. Bu noktada çocukluk dönemindeki ailenin aynalama rolünden bahsetmek gerekir. Çocukluğunda aşırı koruyucu, aşırı ilgisiz, sevgisiz ve güvensiz bir ortamda büyüyen çocuğun kendini fark etme ihtiyacı doğru bir şekilde karşılanmaz.
Karen Horney’nin Freud’dan ayrıldığı noktalardan biri; Freud’a göre insan davranışları haz alma prensibine göre şekillenir, fakat Horney’ye göre kişinin davranışları çocukluk döneminde edindiği güvensizlikle başa çıkma metotları doğrultusunda oluşur. Kişinin başlıca ihtiyacı güven hissetmektir. Aradığı güveni bulunduğu ortamda bulamayan çocuk güvensizlik sonucu hissettiği kaygı ile başa çıkmak için bir takım davranışlar geliştirir. Geliştirdiği bu davranışlar doğrultusunda da kişilik şekillenir.
Kişinin gerçek benliğinden uzaklaşmasının bir başka boyutu da kendini beğenmedir. Bu durumda kişi benliğini olduğundan daha abartılı bir şekilde algılar. Nevrotik olan bu kişi sürekli olarak övgü peşinde koşar ve üç ana karakteristik özelliği vardır. Bunlar mükemmellik, hırs ve kinciliktir. Övülen benlik aslında tamamlanmamış benliğin değişmez hatırlatıcısıdır. Bu yüzden Horney’nin gurur sistemi olarak ifade ettiği iki uçlu bir sistemdir. Bir madeni paranın iki yüzü gibi bir tarafında tamamlanmamışlıktan kaynaklanan kendini küçük görme duygusu, diğer tarafında da yanlış gurur yani kendini olduğundan büyük görme duygusu vardır. Kişinin kendi eksikliklerini algılayış şekli idealizasyonu tetikler. Birçok durumda kendini küçük görme tutumu bilinç dışı gerçekleşir ve sıklıkla dışsallaştırılarak başka kişilerde de algılanabilir. Bu dışsallaştırma bazen aktif bir şekilde olur ve başkalarının eksiklerine karşı nefret duygusu geliştirilerek ortaya çıkar. Dışsallaştırmanın pasif olduğu durumlarda ise, kişi başkalarını kendinden nefret ediyormuş gibi algılar. Bu algılar kişiler arası ilişkilerde sorunlar yaratabilir.


Referans:
Rendon, M. (2008). The vicissitudes of affect in Horney’s theory. International Forum of Psychoanalysis.17: 158,168.

Makaleyi özetleyen: Melike Alp

Hiç yorum yok: