Lilypie Trying to Conceive Event tickers

13 Aralık 2010 Pazartesi

Makale Özeti:FROM JUNG

Arkitepler ve kolektif bilinçaltı
1909 yılında Jung ve Freud Worcester Massachusetts’deki Clark üniversitesindeki konferansa davetli olarak katıldılar ve yaklaşık 7 hafta boyunca birbirlerinin rüyalarını analiz ettiler. 2 rüya vardı ki tartışması çok kritik ilki Freud’a ait olan Jung’un rüya hakkındaki fikirleri ile Freud’la çatışan rüyaydı. Freud katı şekilde “otoritemi riske atamam” deyip otoriteyi gerçeğin üzerinde tutmuştur.
İkinci rüya ise Jung’a ait olan eski bir evin rüyasıydı. Jung rüyasında kendini eski iyi döşenmiş bir evin en üst katında görüyor. Evi keşfetme isteği ile alt kata iniyor ve her şey daha da kararmaya başlıyor. Jung eşyaların ortaçağa ait olduğunu düşünüyor ve sonra bir halka görüyor ve onu çektiğinde dar bir taş zemininin içe doğru kaydığını görüyor. Aşağı indiğinde çevrede ilk kültürlere ait çanak çömlek döküntüsü ve 2 insan kafatası görüyor ve uyanıyor.
Freud’un bu rüya hakkındaki tek ilgisi kafataslarının kime ait olduğuydu. Jung’ a göre ise rüyadaki eski ev ruhun tasviriydi. En üst kat onun kişilik bilincini ve zemin kat ise ortak bilinçaltının ulaşıldığı kişilik bilinçaltı olarak adlandırılan bilincin ilk seviyesidir. Jung Freud’un rüya hakkındaki görüşü ile ilgili ölüm arzusu olarak yorumlamış fakat dile getirmemiştir. Jung ise kesinlikle böyle düşünmüyor.
Jung kolektif (ortak) bilinçaltı ve bunları oluşturan fonksiyon ünitelerini(arkiteplerin) keşfedilmesini savunmuştur. Arkitepler herkes de olan benzer yapılarıdır, bunlar birlikte bir araya gelen eski atalarımızın mirasıdır. Buna göre arketipler bize sınıfın, ırkın, coğrafik konumun, tarihi devrin ne olursa olsun benzer, düşünce, hayal, efsane, his ve idealar verir.
Jung Freud’un “kişisel deneyimlerin, kişinin gelişimine doğrudan etki ettiği” görüşüne karşılık “kişisel deneyimleri zaten var olanı geliştirmektedir” yani benlikteki arketip potansiyellerini aktif hale getirmektir.
Jung’un ruh modeline kabataslak bakacak olursak; bunu küre gibi düşünebiliriz. Merkezde benlik var sonra kolektif bilinçaltından oluşan bilinçaltı ve en dışta ise bilinç vardır. Bilinç ve kolektif bilinçaltı arasında arkiteplere bağlı kişisel bilinçaltı vardır. Mesela kişiselleştirme arketipi kişisel ruhu gösterir.
Jung’un arketipleri Plato’nun ideaları ile benzerlik gösterir. Plato’ya göre akıl, saf ve zekâsal olarak form edilmiştir. Sonuç olarak bunlar duyuda toplanıp nesnelerin genel özelliklerini şekillendirir. Fakat Jung’ un arkiteplerinin Plato’nun idealarında farkı amaç-araştırma özelliğidir.
Arketiplerin gerçekleşmesi
Gerçekleştirmesi için en önemli arketip kişilik arketiplerinde “çocuk-anne arketipidir”. Buna göre anne arketipi; çocuğun bayan bakıcı ile sınırdaş(davranışsal ve kişisel özellikle sınırdaş) annelik için yeterli olması ve çocuğun onu anne olarak algılamasıdır. Sonra ikili arasında bağ güçlenir ve arketip aktif hale gelir.
Birçok psikolog çocukların anne-çocuk ilişkisinde pasif rolde olduğunu ve beslenme aracılığı ile bağ kurduklarını iddia etmiştir(cupboard-love theory). Jung aksini savunmuş ve tabula rasa’yı reddederek bizim doğuştan psişik yapılarımızla(deneyimler) geldiğimizi söyler.
Jung arketiplerin kalıtımsal olmadığını kalıtımsal fonksiyonlarla belirdiğini ifade etmiştir.
Neden Jung’un arketip teorisi hak ettiği şekilde karşılanmadı? Cevabı Jung davranışçı psikoloji bölümüyle alakalı çalışmıştır. Yani (tabul rasa) gibi gelişimde çevresel etkenlerin önemli rolü olduğu görüşüyle alakalı çalışmıştır. Fakat Jung teorisi ile doğuştan gelen genetik faktörlerden bahsetmiştir. Ayrıca Jung teorisi çok açık değildir, yani test edilemez yeterli derecede inandırıcı delilleri yoktu.
Kolektif bilinçaltı önemli bir bilimsel hipotezdir. Etologistlerin, sosyobiyologistlerin ve psikiyatristlerin teorik yapılandırmalarıdır.
Arketipler kültürel değerler karşı
Jung’un bu arketip hipotezini reddeden “dünyanın farklı bölgelerindeki farklı efsaneler” konusuna Jung insan göçleri ve kültürel yayılma ile açıklama yapmıştır.
Sonuç olarak Jung’un bu tez için favori örneği; “arkiteplerin tarihte yaşayan farklı bireyleri, farklı zaman ve farklı yerde yönettiği kolayca kabul edilemez.
Bütün insan toplumun özelliği sayılsa da, teori psikolojik kurallarla belirlenmelidir ki bu da kolektif arkiteplerin ifade edilmesidir.

Makaleyi İngilizceden tercüme eden ve özetleyen: Seçkin Ceylan

Reference
Stevens A. (2004), From Jung

Hiç yorum yok: