Lilypie Trying to Conceive Event tickers

13 Aralık 2010 Pazartesi

Makale Özeti:KOHUT’UN BENLİK PSİKOLOJİSİNDE İLİŞKİSELLİK

Narsizm’in popüler kullanımı bencillikle ilişkilendirilir. Narsistlerin bencilliği, dogmatizmi ve kibri genellikle onları sinirli, nefret duygusu olan, diğer insanları aşağılayan bir kişi haline getirir. Ya da narsistler diğer insanların cevaplarını beğenme yoluna gidebilirler. Ve narsistik eğilimlerinin üstesinden gelebilmek için, diğerlerine duygusal yönden uyum sağlayan cevaplarına ihtiyaç duyarlar.
Kohut, empati alanını genişleterek yeni bir psikanalitik teori geliştirdi ve tedavi edilemez olarak düşünülen narsistik hastalığı için yararlı bir psikanaliz meydana getirdi aynı zamanda Kohut, borderline ve neurotik hastaların patojenik görünümünü Freud’dan farklı olarak tanımlar. O, neurotik ve borderline hastalarını incelerken onların çocukluklarında geçirdikleri deneyimleri yeni nesneye (analizci) tekrar aktarım yaptıklarını gözlemler. Kohut bu iki grup arasındaki farklılıkları şöyle yorumlar: Neurotik hastalarda id, dürtü elementini bastırır ve doyumu araştırır. Borderline hastalarında incinmiş narsistik ego, tatmin duygusunu araştırır. Bütün bu psikolojik önlemler riskli öz saygının dengesini devam ettirmesi içindir.
Kohut, benliği ilişkisellik olarak tanımlar ve benliğin ilişkiselliğini altı açıdan kategorize eder. Bunlar; minnet, dinamik, bütünsel, tek yönlü, karşılıklı ve ilişkisel benliklerdir. Kohut’un tekrardan kavramsallaştırdığı narsizim; insanlar arası ilişkide hatta benliğin kökeninde zorunlu ve kaçınılmaz bir özelliktir. Ona göre narsizm benlik kaygısını veya kendine aşık olmayı yansıtmaz. Narsisizm kendiyle ilişkiden ziyade nesne ile olan ilişkilerdir. Başkalarıyla iletişimde olmak benliği yaratır. Benlik, nesne ilişkilerinin narsizm veya nesne sevgisi olup olmadığını ayırt eder. Narsizm sadece negatif bir ışığın içinde düşünülmemeli, o olgunlaşmış davranışın içinde de gelişebilir; insanın yaratıcılığı, empati kurma becerisi, bilgeliği, espriyi anlaması olgunlaşmanın bir sonucudur.
Kohut’a göre çocuk doğduğunda ‘bozulmamış dengeli bir narsizm’ içinde olur. Çocuk, narsistik dengeyi korumak için çaba sarf eder ve mükemmeliyetçiliği, kendileri ve diğerleri olmak üzere iki farklı objeye dayandırır. Çocuğun mükemmelliyetçiliği ilk bağladığı kişi kendisidir, böylece gösterişli benlik meydana gelir ve bu benlik ailesinden onay bekler. Mükemmeliyetçiliği atfettiği diğer obje ise ailesidir. Çocuğun idealleştirdiği aile imajı ona güç ve kuvvet sağlar ve bunun çocukla bütünleşmesi beklenir. Kohut dinamik açıdan benliğin durağan olmadığını ve bunun karakterize edilmeyeceğini söyler. Çocuk ve aile arasındaki dinamik, benlik nesnesi gibidir. Çocuk bu düşünceyi: ‘Ben harikayım. Sen harikasın, fakat ben senin bir parçanım’ şeklinde yorumlar. Böylece Bipolar benlik oluşur bu da gösterişçi benlik ve idealleştirilmiş aile imajıdır. Gösterişçi benlik, kendi fikrinde ısrar etmeyi, amaçlarını ve hırsı besler. İdealleştirilmiş aile imajı da değerleri ve idealleri besler. Kişinin hırs ve idealleri arasındaki dinamik ilişki benliğin gelişimini sağlar.
Kohut’a göre benlik, uyum ve bütünlüğe doğru yönelir. Bunlar yaşamdan zevk almak ve girişkenliktir. Uygun bir benliğin gelişimi çok önemlidir. Ailenin bazı hareketleri çocuğun narsistik ihtiyaçlarını karşılamaz ve uygun bir aile tutumu çocuğun tutarlı benliğinin gelişmesini sağlar. Kohut’un Benlik Nesnesi, Bipolar benliğin kişinin ihtiyaçlarına empatik bir şekilde cevap sağladığında tutarlı bir benliğin gelişebileceğini söylüyor.
Kohut, annenin duygu paylaşımına ‘ilk empati’ diyor. Annenin hisleri, davranışları çocuğa aktarıldığında, çocuk bunu içselleştirir, annenin empatisini alır ve kendi benliğinde geliştirir. Burada çocuk aktif değil pasif olur. Böylece empati tek taraflı meydana gelir aynı zamanda Kohut’un benlik psikolojisinde, benliğin biçimlenmesi sadece tek taraflı durum değildir. Tutarlı benliğin devam etmesi karşılıklı ilişkiye de bağlıdır. Benlik nesnesi sadece çocukluğumuzda geçirdiğimiz deneyimlerden değil, aynı zamanda yaşamımız boyunca devam eden deneyimlerden de oluşur. Biz sadece benlik saygımızı devam ettirme ihtiyacı duymayız aynı zamanda yaşamımızda karşılaştığımız değişik kaygıları kontrol etme ihtiyacı da duyarız.
Kohut, benliğin diğer bir yönünün de minnettarlık olduğunu vurgular. Narsistler teşekkür etme konusunda yeteneksizdirler. Onlar pişmanlıklarını ve minnettarlığı ifade edemezler. Minnettarlık ve sevinç özgür insan olmanın bütünleyici bir faktörüdür. İnsan ilk adımını hem neyin doğru olduğunu arayarak hem de yanlış olanı şeyi onararak atabilir.
Sonuç olarak Kohut’un benlik psikolojisini incelediğimizde, psikanalizde narsisizme yeni kapılar açıldığını görürüz. O narsizmi altı açıdan açıklamıştır; ilişkisel, dinamik, bütünsel, tek taraflılık, karşılıklılık ve minnet. Narsizm’in kendini sevmek değil daha çok kendinden uzaklaşmak olduğunu vurgulamıştır.

Angella SoniAssistant Professor of Psychology and Religion, The Theological School, Drew University,36 Madison Avenue, Madison, NJ 07940, USA

Makaleyi İngilizceden tercüme eden ve özetleyen: BETÜL DEMİRTAŞ

Hiç yorum yok: