Lilypie Trying to Conceive Event tickers

22 Aralık 2010 Çarşamba

Özet: “Olmak” Nedir?

İnsanda iki türlü eğilim vardır. Birincisi; biyolojik olarak yaşamda kalma arzusuna bağlı olup, ondan güç bulan “sahip olmak” güdüsü; ikincisi ise insan varoluşunun gereklerinden, özellikle yalnızlık ve terk edilmişlik duygusundan kurtulabilmek için başka insanlarla bir olmak ihtiyacından doğan “olmak” güdüsüdür. Bu iki eğilim de insanlarda birlikte bulunur. Toplumun yapısı, kurallar ve değerler sisteminden hangisinin ağır basacağını belirler.
“Olmak” ilkesinin koşulları bağımsızlık, özgürlük ve eleştirel düşüncedir. En belirgin özelliği aktivitedir. Aktif olmak, insanın yeteneklerinin verimli biçimde kullanılmasıdır. Kendini yenileştirmek, geliştirmek, sevmek, benliğin sınırlarını aşarak diğer insanlara yönelmek, onlarla işbirliğine girmek ve vermektir. “Olmak” sözcüklerle anlatılamaz, ancak birlikte yaşanarak aktarılabilir. “Olmak” tanımlanamayan canlı deneyimler, yaşantılar ve izlenimlerden oluşur. “Olmak” için, “ben” tutkusundan ve her şeyi kendi benliğimizin, kendi çıkarlarımızın açısından değerlendirmekten sıyrılmak zorundayız.
Bulunduğumuz aktivitelerde, kendimizi eylemdeki özne olarak yaşamayı başarabilirsek “olmak” ilkesini anlayabiliriz. Böyle bir aktivite, bir doğurma, üretme sürecidir ve kişi ile ürettiği şey arasında doğrusal bir ilişki, bir bağ vardır. Ve bu aktivite, kişinin güçlerinin ve yeteneklerinin dışa yansıması demektir. Bu gibi verimli aktiviteler, ortaya yeni ve özgün şeyler çıkarma yeteneğini doğurur ve doğrudan “olmak” ile ilgilidir.
İnsanın gerçek kişiliğini ve “olmak” derecesini, davranışlarını belirleyen karakter yapısı ortaya koyar. Kişinin kendi gerçekliğine, çevresine ve diğer insanlara daha yakından ilgi gösterip, onları anlamaya çalışması “olmak” kavramının kapsamını genişletmeye yarar. Bu yüzden “olmak”, yüzeysel görüntüleri aşıp, onların ardındaki gerçeği kavramakla gerçekleşebilir.
İnsanlarda doğumla birlikte getirilen ve en derinde yatan istek, “olmak” eğilimidir. Yeteneklerimize bir görüntü vermek, aktif olmak, başka insanlara ilgi duymak ve benlik kafesinin kapılarını açmak, “olmak” eğiliminin göstergeleridir. Aynı zamanda insan türünün varoluşundan kaynaklanan koşulları göz önünde tuttuğumuzda; vermek, paylaşmak ve fedakarlık yapmak duygularının da yaygın ve yoğun olduğunu görürüz. Bunlar da “olmak” çabasının başka göstergeleridir.
İnsanlarda var olan “bir olmak” ihtiyacı, insancıldır ve insan davranışlarını belirleyen en güçlü güdülerden biridir. Bu ihtiyaç aynı zamanda uyum gösterme endişesi ve ihtiyacının ana nedenidir. Çünkü yalnızlık ve çevre tarafından dışa itilmek korkusu, ölüm korkusundan bile büyüktür insanlarda. Fakat endüstri toplumlarındaki “sahip olmak” eğilimi, insanların ihtiyaç duydukları “bir olmak” düşüncesinin gelişmesine engel olmaktadır. Ve insanlar yalnız kalmamak için kendilerini çoğunluğa uydurmak için çabalamaktadır.

Referans:
Fromm E., (2003). Sahip Olmak ya da Olmak, İstanbul: Arıtan Yayınevi, syf. 123-149

Özetleyen: Duygu Uzuner

Hiç yorum yok: